ManşetNamazSorularla İslamiyet

Namazın Mekruhları Nelerdir?

Ön saf boş iken arkada saf tutmak caiz midir?


Cemaat ile kılınan namazlarda safların tertip ve düzenine riayet edilmesi namazın adabındandır. İmamın bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi ve gerektiğinde, safların usulüne uygun şekilde tanzim edilmesi için cemaati uyarması gerekir. Hz. Peygamber (s.a.s.) namaza başlamadan önce safların düzgün ve sık olmasına dikkat etmiş, saflar arasında boşluk bırakılmaması hususunda muhtelif vesilelerle ashabını uyarmıştır (Buhari, el-Cemaa ve’l-imame, 47; Müslim, Salat 28).
Buna göre cemaat ile kılınan namazlarda, ön safta boşluk varken caminin gerisinde imama uyulması uygun değildir. Bununla birlikte mazeretleri sebebiyle saf haricinde imama uyan kimselerin namazları sahihtir.

İdrara sıkışık durumda iken namaz kılmak caiz midir?


Namaz huşu ve Allah’ın huzurunda bulunma bilinci ile kılınmalıdır. Bu sebeple, namazda dikkati dağıtacak durumların olabildiğince giderilmesi önem arz eder. Onun için mesela vakit daralmamış ise, aç bir kimsenin sofra hazırken namaza durması uygun görülmemiştir. Tuvalet ihtiyacı duyma da namazda huşu ve dikkati önleyici etki yapacağından bu halde iken namaz kılmak mekruhtur. Hz. Peygamber idrara sıkışık durumda olan veya yemek hazırken namaza duran kişinin namazının faziletinin tam olmayacağını belirtmiştir (Müslim, Mesacid, 17).

Namazda sureleri mushaf’taki sıraya göre okumanın hükmü nedir?


Namazda okunan ayet ve surelerin, gerek bir rekat içinde gerekse ikinci rekatla birlikte düşünüldüğünde, Mushaf’taki sıraya göre yukarıdan aşağı okunması uygundur. İlerideki bir süreyi veya ayeti okuduktan sonra, ardından gerideki bir ayet ve sureyi okumak mekruhtur. Fakat bu, namazı geçersiz kılacak boyutta değildir. Burada söz konusu olan gereklilik, esasında namazın değil tilavetin bir vacibidir (İbn-i Abidin, Reddü’l-muhtar, II, 268-269). Tertibe riayetin vacip olduğu görüşü, sure ve ayetlerin sırasının insanlar tarafından değil de, Hz. Peygamber tarafından (tevkifen) belirlendiği kabulüne dayanmaktadır. Ancak, surelerin içlerindeki ayetlerin tertibinin tevkifi olduğunda ittifak bulunmakla birlikte, sureler arasındaki tertibin tevkifi olduğu konusunda İslam alimleri arasında ittifak yoktur. Bu sebeple namazda, surelerin sıraya göre okunması hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Hanefi mezhebinde, hem ayetler hem de sureler arasında tertibe riayet edip sırayı takip ederek okumak gerekli görülmüştür. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bir gece namazında sıraya riayet etmeden, önce Nisa süresini sonra Al-i İmran süresini okuması gibi olayların ise, henüz tertip gerçekleşmeden önceki bir zamanda meydana geldiği belirtilmektedir (Nevevi, Sahih-i Müslim bi Şerhi’n-Nevevi, VI, 61-62).
Sırayı tersine çevirmeksizin, okuma esnasında ilerideki bir yere geçerken, aradaki tek bir sure veya ayetin atlanması da mekruh kabul edilmiştir. Fakat bu, bir öncekinden daha hafif derecede bir mekruhtur. Sonraki rek’atte ileriden okunacaksa, uygun olan, en az iki ayet veya iki sure atlayarak okumaktır. Alimlerden bazıları, sıraya riayet etmeme şeklindeki değişik hareketlerin sadece farzlarda mekruh olduğunu, nafile namazlarda mekruh olmayacağını söylemişlerdir (İbn-i Abidin, Reddü’l-muhtar, II, 268-269; Muhammed Hattab es-Sübki, el-Menhelü’l-Azbül-Mevrud Şerhu Sünen-i Ebi Davud, VII, 260). Aksi görüşte olanlar ise şunu delil getirmektedirler: Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Bilal’in (r.a.), nafile bir namaz olan teheccüdü kılarken bir sureden diğerine atladığını duyduğunda, ona: “sureyi olduğu gibi oku” buyurmuştur (İbn Ebi Şeybe, Musannef, III, 629).

Sonuç olarak, namazda sure ve ayetlerin tertibine riayet edilmemesi mekruhtur. Fakat bu, namazı bozacak ve tekrar kılmayı gerektirecek boyutta bir yanlışlık değildir.

Üzerinde resim olan elbise ile namaz kılınabilir mi?


Üzerinde canlı varlıkların resimlerinin bulunduğu elbise ile namaz kılmak mekruhtur. Mümkünse bu elbiseler çıkarıldıktan sonra namaz kılınmalıdır. Böyle bir elbise ile namaz kılınması mekruh ise de, bu şekilde kılınan namaz geçerlidir. Ancak, bakanın kolayca fark edemeyeceği şekilde küçük resimler bu kapsamda değildir (Merğinani, el-Hidaye, I, 69).

İçinde resim bulunan evde namaz kılınır mı?

    Hz. Peygamber (s.a.s.)’in “Melekler, içerisinde köpek ve resim-heykel bulunan eve girmezler” anlamındaki hadisleri değişik hadis kitaplarında zikredilmektedir (Buhari, Libas, 88). Bununla birlikte bu uyarının, daha ziyade tapınılmak veya tazim göstermek amacıyla evlerde bulundurulan fotoğraf, resim ve heykeli kapsadığı bazı alimler tarafından ifade edilmiştir. Diğer taraftan, mezkur hadisin bu şekildeki yorumundan hareket eden alimler, tapınma ve tazim amacı güdülmeyen ve umumi adaba aykırı olmayan canlı varlıkların resimlerinin yapımını da caiz görmüşlerdir. Durum böyle olunca, dinimizin ilke ve amaçlarına ve genel ahlak kurallarına aykırı olmamak kaydıyla, söz konusu hayvan resim veya figürlerinin evlerde bulunmasında bir sakınca yoktur. Ancak namaz kılınacak yerde namaz kılanın görüş alanına girecek konumda bulunması mekruh görülmüştür (Fetavay-ı Hindiyye, I, 107). Çünkü bu durumda namaz kılanın dikkati dağılır ve huşuu kaybolur.

Eğer söz konusu resimler halıda veya sergide yer alıyorsa, çok belirgin olmamaları halinde bu halı ve sergiler üzerinde namaz kılınabilir. Eğer belirgin bir halde iseler, namaz kılarken doğrudan bu resimler üzerine secde edilmesi mekruh görülmüştür (Fetavay-ı Hindiyye, I, 107).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı Namaz Fetva Bölümü

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back to top button