Diyanet İşleri Başkanı Görmez’den Berat Kandili mesajı
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Cenab-ı Hakk’ın lütuf ve inayetiyle 10 Mayıs 2017 Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece yeni bir Berat Kandilini daha idrak etmenin sevinç, huzur ve mutluluğunu yaşayacağız. Kaynaklarımızda rahmet, icabet, gufran ve takdir olarak isimlendirilen Berat gecesi, af, arınma ve kurtuluş gecesidir.
Hiç şüphesiz ki Beratın en derin anlamı af ve bağışlanmadır. Sevgili Peygamberimiz (sav) bu gecede Allah’a çokça ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye etmiş ve bu gece güneş batınca Allah Teâlâ’nın dünyaya rahmetiyle tecellî ederek fecre kadar: “Bağışlanmak dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!..” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir. (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 191)
Berat gecesi vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Berat’ın yegâne sahibi Yüce Rabbimizdir. Bununla birlikte her insanın beratı kendi elindedir. Zira bu dünyada ektiklerimizi öte dünyada biçeceğiz. Kalbimizi iman nuruyla aydınlattığımızda gerçek mutluluğa kavuşuruz. Ömrümüzü ibadet ve taatle geçirdiğimizde gönül huzurunu yakalarız. Nefsimizi terbiye edip ahlakımızı güzelleştirdiğimizde Yüce Rabbimizin rızasına erişiriz. Unutmayalım ki bizler Cenab-ı Hakk’a bir adım yaklaşırsak O bizlere bin adım yaklaşır. Hata ve günahlarımızdan nasuh bir tövbe ile uzaklaşırsak Allah’ın mağfireti bizleri kuşatır. Kalbimizden kin, nefret, haset, öfke ve düşmanlık duygularını atıp af yolunu tutarsak Yüce Rabbimiz bizleri affına mazhar kılar. Kendimiz için istediğimiz güzellikleri başkaları için de isteyebilirsek Cenab-ı Hakk bizlere tüm güzellikleri ihsan eder. Mazlum ve mağdurların, zorda ve darda kalmışların imdadına yetişebilirsek Allah Teâla da bizlere yardım eder. Dua, niyaz ve yakarışlarımıza sadece nefsimizi değil, eşimiz, çocuklarımız, ailemiz, ana-babamız, geçmişlerimiz, akrabalarımız, komşularımız, bütün kardeşlerimiz ve tüm insanlığı katabilirsek, duamızda herkesin iyiliğini ve selametini talep edebilirsek, Yüce Rabbimiz niyazlarımızı karşılıksız bırakmaz. Nefsimizin bitmek tükenmek bilmeyen arzularına, hırslarına, tutkularına, heva ve heveslerine gem vurabilirsek Cenab-ı Mevla bizlere gerçek özgürlük beratımızı verir. Allah’ın emirlerini hürmet, muhabbet ve tazimle yerine getirip yasaklarını Allah için terkedebilirsek; içinde yaşadığımız kâinata, çevreye, tabiata ve tüm mahlûkata rahmet nazarıyla bakıp şefkat ve merhamet gösterebilirsek Merhametlilerin En Merhametlisi her zaman bizlere rahmetiyle muamele eder. Kısacası hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i, onu yaşanmış bir hayata dönüştüren Resul-i Ekrem’in (sas) sünnetini doğru anlayıp doğru yaşayabilirsek Allah hiçbir zaman bizleri istikametten ayırmaz. Ve bu dünyada Emin Peygamberin Emin Ümmeti olmayı başardığımız gün, inşallah tüm yeryüzü dâru’s-selâm yani barış ve güven yurduna dönüşecek ve müminler topluluğu ahirette adı “darü’s selam” (Yunus 10/25) olan cennetle müşerref olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışındaki millet varlığımızın, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimizin ve tüm İslâm âleminin mübarek Berat Kandillerini tebrik ediyorum. Berat Kandili vesilesiyle beratımızın önünde duran her türlü engeli bertaraf ederek birbirimizin beratına yardımcı olmayı, Suriye ve Irak başta olmak üzere dünyanın farklı coğrafyalarında akan gözyaşının bir an önce dinmesini, Ramazan-ı şerife barış, huzur ve güven içinde kavuşmayı Cenab-ı Hakk’tan niyaz ediyorum.