Öfkeyi Yenmek
Allah Teâlâ en güzel şekilde yarattığı insana bir takım hisler de bahşetmiştir. Bunlardan biri de öfkedir. Öfke, engellenme, incinme, isteğin yerine getirilmemesi veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap olarak tarif edilir. Bu hal insanın muhakemesinin azaldığı, kontrol gücünün zayıfladığı bir durumdur. Böyle bir ruh hali içinde hareket edildiğinde bazen kalpler kırılmakta, yuvalar yıkılmakta, dostluklar bozulmakta hatta kanlar dökülmekte, nice hayatlar sönmektedir. Böyle tehlikeli durumlardan korunmak için öfkeyi kontrol etmek gerekir. Yüce Rabbimiz örnek müminlerin özelliklerinden bahsederken: “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever”[1] buyuruyor.
Aziz Cemaat!
Kızgınlığı yenmek, öfkeyi yutmak yüce Rabbimizin razı olduğu güzel davranışlardandır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (sav) : “Gereğini yerine getirmeye gücü yettiği halde, öfkesini yenen kimsenin kalbini, Allah Teâlâ emniyet ve imanla doldurur,”[2]buyurmak suretiyle, bu güzel davranışın önemine dikkat çekmiştir.
Bir başka hadiste Efendimiz (sav) kendisinden defaatle öğüt isteyen birine,
her defasında ‘Öfkelenme!’[3] buyururken, “Allah’ın gazabından nasıl korunabilirim? diye soran bir başka sahabîye de; ‘Öfkelenme!’[4] diye tavsiyede bulunmuştur.
Kıymetli Kardeşlerim!
Karşılaşılan olumsuz bir davranışa öfke yerine sabır göstermek, çok zaman güzel dostlukların başlamasına vesile olabilmektedir. Nitekim ayet-i kerimede: “İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur”[5] buyrulmaktadır.
Yerinde ve kontrollü olan öfke, Cenab-ı Hakkın insanın mayasına kattığı bir güzelliktir. İnsandan istenen öfke ve gazap duygusunu yok etmek değil, bilakis kontrol etmek, öfkeli iken hüküm ve karar vermemektir. Çünkü öfke anında insan, sağlıklı düşünemez ve sonradan pişmanlık duyduğu işler yapar. Haksız bir muamele karşısında elbette hakkımızı aramayı ihmal etmeyeceğiz. Fakat bunu yaparken haksız duruma düşmeyecek bir usul takip etmeli; zarar verecek, zulme dönüşecek davranışlardan ve aşırı tepkilerden sakınmalıyız.
Aziz Kardeşlerim!
Efendimiz (sav) öfkelendiğimizde; Ayakta isek oturmamızı, öfke geçmemişse uzanmamızı, yine öfke devam ediyorsa soğuk suyla abdest almamızı tavsiye etmektedir.[6] Tavsiye ve emirleri hayatın huzuru ve bereketi olan Resul-i Ekrem’in buyruklarına uymak bizi sıkıntılardan kurtaracak yegâne reçetedir. Onun emirlerine uyalım, gurur ve kibre yenilip kendimizi ve çevremizi tahrip edecek fevrî davranışlardan sakınalım. Gerçek güç, kişinin kendisine hâkim olmasını başarmasıdır. Peygamber Efendimiz kuvvetli kişiyi şöyle tarif ediyor: “Güçlü insan güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olan kimsedir”[7]
Kadir KORKMAZ
M. Z. Kotku Camii İ-H / BAŞAKŞEHİR
[1] Al-i İmran 3/134 [2] Ebu Davud, Edeb, 3 [3]Ahmed bin Hanbel, Müsned, V,408 [4]Ahmed bin Hanbel, Müsned, II. 175 [5]Fussilet 41/34 [6]Ebu Davud, Edeb, 3.
7 Müslim, Birr, 107