Allah’a ve Resulüne iman etmiş gönüllere selam olsun! Aziz Kardeşlerim, Cumanız mübarek olsun! Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Size selam verildiği zaman ondan daha güzeliyle veya misliyle karşılık verin. Şüphesiz ki Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.”1
Bir hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz! Birbirinizi sevmedikçe de kâmil anlamda iman etmiş olamazsınız! Size birbirinizi sevmenize vesile olacak bir davranış öğreteyim mi? Aranızda selâmı yayın!”2
Kardeşlerim!
Yüce Rabbimizin isimlerinden biri de “es-Selam”’dır. Rabbimiz, barış ve esenliğin kaynağıdır. Bu yüzden bizler, her namazımızın ardından O’nun “Selam” adını anarız. “Allahümme ente’s selâm ve minke’s selâm. Tebârekte ya ze’l-celâli ve’l-ikram!” deriz. Yani “Allah’ım sen Selâm’sın. Barış, eman ve güven Senden gelir. İzzet ve İkram Sahibi Rabbim, Sen ne kadar yücesin!” diye sesleniriz. Bizleri selâmete ve hidayete erdirmesini, huzur ve emniyet içinde yaşatmasını Rabbimizden niyaz ederiz.
Aziz Kardeşlerim!
Selam, müminin şiarıdır. Korku, endişe, keder ve tehlikeden uzak olmanın, sükûn ve güvenin adıdır. Onun için bizler, tanıdığımız tanımadığımız bütün müminlere selam verir, güven ve muhabbet bağları kurarız. Söze başlarken “selâmun aleyküm” “Allah’ın selamı üzerinize olsun” der, iyi niyetlerimizi duaya dökeriz.
Selam, dost olduğumuza ve bizden zarar gelmeyeceğine dair karşımızdakine verdiğimiz teminattır. Selam, küslüğü ve kini unutup kardeş kalma ahdidir. Zira tebessümle verilen bir selam, kırgınlıkları ve endişeleri yok eder. Yürekleri birleştirir, şefkat ve nezakete vesile olur.
Kardeşlerim!
Selam sıradan bir ifade, gündelik bir alışkanlık değildir. Kilitli kapıları açan, gönüller yapan kıymetli bir anahtardır. Bu yüzden Peygamberimiz (s.a.s) hicret yolculuğu sonunda Medine’ye ulaştığında, kendisini büyük bir heyecanla karşılayan kalabalığa şöyle seslenmiştir: “Ey insanlar!” “Selâmı yayın!” “Muhtaçlara ikramda bulunun!” “Akrabayı gözetin!” “İnsanlar uykudayken namaz kılın!” “Ve selâmetle cennete girin!”3
Kardeşlerim!
Rahmet Peygamberi Efendimiz, hayatı boyunca selamı dilinden eksik etmemiştir. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla çocuğuyla kimseyi selamsız bırakmamıştır. O, “İnsanların Allah katında en makbul olanı, selama önce başlayandır.”4 buyurmuştur. Kabristanın sakinlerine bile selâm vermiş, esenlik dilemiştir.
Peki kardeşlerim! Böyle bir peygamberimiz varken bizler yanı başımızdaki komşumuzu nasıl tanımadan geçer gideriz? Akrabamızı, yakınlarımızı nasıl selamsız sabahsız bırakırız? Her biri bize emanet olan yoksulları, yetim ve kimsesizleri nasıl görmezden geliriz? Unutulmamalıdır ki, Allah’ın selamını esirgemek en büyük cimriliktir. “Selâm verirsem borçlu çıkarım” diye korkanlar şunu bilmelidir ki, aslında mümin selâm vermedikçe borçlanır. Çünkü Peygamberimiz, Müslüman’ın Müslüman üzerindeki haklarını sayarken, selâm vermeyi de zikretmiştir.5
Aziz Müminler!
Selâmın dili evrenseldir. Çünkü Rabbimizin Selâm adı, bütün âlemi kuşatmıştır. Rengi, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun insan, selama muhtaçtır. Zaman ve mesafe, esenlik rüzgarının önünü kesemez. Uzak coğrafyalardan Medine’ye, Peygamberimize gönderdiğimiz her selam nasıl ona ulaşıyorsa, din kardeşlerimize, mazlumlara, mağdurlara yolladığımız selam ve dualar da öylece yerini bulur.
Aziz Kardeşlerim!
Cenab-ı Hak, yurdumuzda, İslam beldelerinde ve bütün dünyada selamı, huzuru ve güveni hâkim kılsın. İmanımızı selama, selamımızı emana dönüştürmeyi bizlere müyesser kılsın. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi ve esenliği hepimizin üzerine olsun.
BİLGİ NOTU
Değerli kardeşlerim, hutbemi İstanbul Müftülüğü ’nün duyurusuyla tamamlamak istiyorum. Din hizmetlerimizi toplumumuzun her katmanına yaymak, sizlerle daha yakın ilişki kurmak, istek ve taleplerinizi dinleyip karşılamak, dini konularda merak edilen sorulara cevap vermek amacıyla İstanbul Müftülüğümüz ŞEHRİSTANBUL Halk Buluşmaları başlatmıştır. 15 gün arayla İstanbul Müftümüz Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek Şehristanbul Buluşmalarına katılmayı arzu edenler başvurularının ardından davet edilecektir. Başvurular ilçe ya da İstanbul Müftülüğüne bizzat ya da telefon ve e-mail yoluyla yapılabilir. Katılmak isteyen kardeşlerimize bizler de yardımcı olabiliriz.
1 Nisâ, 4/86.
2 Müslim, İman, 93.
3 Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyâme, 42.
4 Ebû Davud, Edeb, 132-133
5 Müslim, Selâm, 5.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü