Nâfile olarak devamlı yapılan ibâdet, tesbih ve duâlar. Çoğulu evrâddır.
Kulun duâ, zikr, Kur’ân-ı kerîm okuma ve tefekkür (mahlûklardaki ve kendi bedenindeki ince san’atları, düzenleri birbirine bağlılıklarını düşünerek, Allahü teâlânın büyüklüğünü anlaması, insanın günahlarını hatırlayıp, bunlara tövbe etmesi lâzım geld iğini, ibâdetlerini ve tâatlerini düşünerek bunlara şükretmesi gerektiğini hâtırına getirmesi), sabah namazından sonra âhiret yolcusunun virdi olmalıdır. (İmâm-ı Gazâlî)
Okunmalarında fazîlet olduğu bildirilen bâzı âyet-i kerîmeleri vird edinip, okumak da müstehabdır. Fâtiha, Âyet-el-kürsî ve Âmenerresûlü bunlardandır. Kaylûle, öğleye doğru bir miktâr uyumak da, gündüz virdlerindendir. (İmâm-ı Gazâlî)
Hazret-i Ömer, gece virdinden bir âyet-i kerîme okuyamadığı zaman, gündüzleri bayılırdı. Hattâ bu yüzden bir hasta ziyâreti gibi günlerce ziyâret edildiği rivâyet edilmiştir. (İmâm-ı Gazâlî)
Bir gece uyuya kaldım ve virdlerimi yerine getiremedim.Rüyâmda birisi karşıma çıktı ve okur-yazarlığın var mı dedi. Var dedim. Şu yazıyı okur musun dedi ve elime bir kâğıt parçası verdi. Kâğıtta: “Dünyânın geçici ve aldatıcı nîmetleri, ölümsüz olarak yaşayacağın Cennet’in zevk ve safâsından seni alıkoymuştur. Yâni geçici olarak zevk aldığın bu uyku, ebedî seâdetine yarayacak ibâdetine mâni olmuştur. Uyan, namaz kıl ve Kur’ân-ı kerîm oku. Zîrâ bunlar, uykudan hayırlıdır” yazılıydı. (Mâlik bin Dînâr)