1. Allahü teâlâyı, O’na yakışmayan her şeyden ve mahlûkların (yaratılmışların) alâmetlerinden ve yok olmaktan tenzîh ve takdîs etmek, yâni uzak tutmak mânâsına “Sübhânallah” sözü ve benzerleri.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Yedi gökle yer ve bunların içinde bulunan (melekler, cinler ve insan) lar Allahü teâlâyı tesbîh ederler. Her şey, Allahü teâlâyı hamd etmekle tesbîh eder. Fakat siz, onların tesbîhini anlayamazsınız. (İsrâ sûresi: 44)
Deccâl’in zamânında bulunan mü’minlerin gıdâsı, meleklerin gıdâsı gibi, tesbîh ve takdîs etmek olur. Allahü teâlâ o zaman tesbîh ve takdîs edenlerin açlığını giderir. (Hadîs-i şerîf-Dürret-ül-Fâhire)
Allahü teâlâ, ibâdetler içinde, Zilhicce’nin ilk on gününde yapılanları daha çok sever… Bu günlerde çok tesbîh ediniz!.. (Hadîs-i şerîf-Rıyâd-un-Nâsihîn)
Tesbîh etmek, tövbenin anahtarı, hattâ özüdür. Tesbih atmek, günahların yok olmasına ve kötülüklerin affolmasına sebeb olur. Namazdaki kusûrlar, tesbîh ile örtülür. (Ahmed Fârûkî)
2. Namaz kılmak.
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:
Akşam ve sabah vakitlerinde Allah’ı tesbîh edin. Göklerde ve yeryüzünde onların yaptıkları ve ikindi ve öğle vakitlerinde yapılan hamdler, Allahü teâlâ içindir. (Rûm sûresi: 17, 18)
3. Namazdan sonra, Sübhânallah, Elhamdülillah ve Allahü ekber cümleleri söylenirken bunların sayısının anlaşılması için kullanılan, ipe dizilmiş tânelerin bütünü.
Resûlullah efendimiz, bir kadının tesbîhleri, çekirdeklerle saydığını görerek men etme-miştir. Riyâ ve gösteriş için tesbih kullanmak mekrûhtur. (İbn-i Âbidîn)