İzzeddîn bin Abdüsselâm ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin babası gibi birçok İslâm âlimine, derin ve geniş ilimleri ve İslâm’a hizmetleri sebebiyle verilen lakab (isim).
Bir kimse, bir günâh işleyip, tövbe etmeden Sultân-ül-ulemâ Behâeddîn-i Veled’in huzûruna çıksa, Allahü teâlânın izni ile gelenin bu durumu ona mâlûm olur; “Allahü teâlânın velî kullarının huzûruna temiz olmayan kalb ile gelmeyiniz. Bu kötü hâlleri b ırakın, güzelce tövbe ederek göz yaşları akıtın ki, günâh kirleri temizlensin. Evliyânın huzûruna, günahlarınıza tövbe ve istiğfâr etmiş olarak girip, onların yüzlerine Allahü teâlânın rızâsı için muhabbetle ve sevgi ile bakın ki, onların feyz ve bereketlerinden istifâde edesiniz.” buyururdu. (Molla Câmi, Ahmed Eflâkî)