Ramazan ayı bazılarımızın zannettiği gibi ‘yeme ayı’ değil, ‘yememe ayı’dır. Yani oruçlu olduğumuzda iftar ve sahurda aşırıya kaçmamız hiç doğru değildir.
Akşam iftara oturduğumuzda (sahura kalkmışsak) 12 saat civarında aç kalmışız demektir. Sindirim sistemimiz istirahattedir. İşte biz iftarda yemeği birden ve aşırı şekilde mideye doldurursak salgılar fazlalaşır, tansiyon düşüklüğü olur. Hele bir de yemeği yedikten sonra uzanıp yatarsak tehlike artar. Vücuttaki kan, mide ve bağırsakların etrafında toplanır.
Beyin ve kalbe kanın gitmesi engellenir. Kan birden vücuda dağıldığında ise kalp çarpıntılarına ve krize kadar varır.
Bu sebeple kalbinden rahatsız olanlar yediklerine dikkat etmelidirler. Tavsiye edilen; yemeğin yavaş, iyi çiğnenerek ve sohbetle, muhabbetle yenmesidir. Osmanlı konaklarında iftarda önce çorba çıkar, misafirler orucunu bu şekilde açtıktan sonra akşam namazı eda edilirmiş. Yemek ise namazı müteakiben yenirmiş. Aslında sağlığa en uygun olanı da budur. Yine Ramazan’da bol sıvı almalıyız. Taze meyve suyu, ayran gibi içecekler de alınabilir Ramazan’da ağır yiyeceklerden kaçınmalı, meyve ve çiğ sebze tüketimine önem verilmelidir. Ramazan’ın sağlık ayı olduğunu unutmayalım.
Doç. Dr. Sefa Saygılı
Milli Gazete