Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından koordine edilen ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarına yönelik Türkiye’de ilahiyat öğrenimi imkânı sağlayan Uluslararası İlahiyat Programı’nın (UİP) 10. Yılı münasebetiyle bir değerlendirme toplantısı düzenlendi.
Afyonkarahisar’da düzenlenen ve iki gün süren ‘Uluslararası İlahiyat Programı 10. Yıl Değerlendirme Toplantısı’, ’10. yılında UIP’, ‘Akademik boyut’, ‘Destek eğitimi–finansman–barınma’, ‘Mezuniyet sonrası ve istihdam’ başlıklı oturumlar halinde gerçekleştirildi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, katıldığı ‘Uluslararası İlahiyat Programı 10. Yıl Değerlendirme Toplantısı’nın açılış programında yaptığı konuşmada projenin ortaya çıkmasındaki nedenleri, geldiği noktayı ve bundan sonra yapılması gerekenler hususunda değerlendirmelerde bulundu.
Avrupa’da İslamofobia ile mücadele ve Türkiye’deki ilmi birikimin Avrupa dillerine aktarılması bakımından projenin önemine dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Avrupa’da üç dönemin yaşandığını bunların, ‘Herhangi bir hak talebinde bulunmadan yaşama dönemi’, ‘Kimliğinin farkında ancak taleplerin sınırlı olduğu dönem’, ‘Hak bilinci ve taleplerin arttığı dönem’ olduğunu belirterek, son dönemde Müslümanların kimliklerini ortaya koyma iddialarını yüksek sesle dillendirmesiyle problemler yaşadığını ve 11 Eylül’ün de etkisiyle Müslümanların varlığı bir hukuk konusu değil, güvenlik konusu haline geldiğini kaydetti.
Din-kimlik ilişkisinin bir parçası olarak din eğitimi ve din hizmetlerinin önemine işaret eden Başkan Görmez, “Din–kimlik ilişkisi ve bunun bir parçası olarak din eğitimi ve din hizmetleri Avrupa’da yaşayan ilk dönem Müslümanlar için ön plandadır. Avrupa’da bu işin altyapısı olmadığı için, orada yaşayan Müslümanlar bu işi kendileri yapmak durumunda kaldılar” diye konuştu.
Avrupa’da son 40 yılda önemli olayların yaşandığını ifade eden Başkan Görmez, şöyle konuştu:
“Son yıllarda Avrupa ülkeleri, vatandaşlığa geçen Müslümanları sadakat testine tabi tutmaya kalktı. Geldikleri ülke ile yaşadıkları ülke arasında seçim yapmak zorunda kalmak, çok kültürlülük söylemlerini berheva ettiği gibi, entegrasyon sorununu kültürel bir mesele olmaktan çıkarıp güvenlik meselesine dönüştürmüştür. Diyanet’in 40 yıllık Avrupa tecrübesinin, hukuk, sosyoloji, değerler gibi alanlarda tecrübelerinin, 40 yıllık Diyanet’in Avrupa serüveninin en önemli meyvesi UİP olmuştur. Ancak UİP’i yalnızca istihdam üzerinden değerlendirirsek hata ederiz.
Asıl üzerinde durmamız gereken konu, bu projeyi Batı ile Doğu arasındaki uçurum ve İslamofobiayı ortadan kaldıracak bir proje haline nasıl dönüştüreceğimizi konuşmalıyız. Avrupa’da İslâm ilahiyatının, güvenlik meselesi olarak mı, din ve kültür meselesi olarak mı gündeme geldiği tartışılmalıdır. İslamofobia ve İslâm karşıtı ırkçılığa karşı doğru bir din algısı oluşturma, Türkiye’deki ilmi birikimi Avrupa dillerine tercüme etme, ev sahibi kültür ile Müslümanların kültürü arasında barış içerisinde, geçişken bir din hizmeti sunma bakımından bu proje son derece önemlidir.”
Değerlendirme toplantısına, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK), İlahiyat Fakülteleri, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) gibi çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililer ve öğrenci temsilcileri katıldı.
UİP kapsamında halen 15 ülkeden gelen 671 öğrenciye destek verilmektedir. Program kapsamında öğrenim gören öğrenciler, Türkiye Diyanet Vakfı’nın Türkiye’deki eğitim hizmetleri ve illerdeki imkânlarından yararlanmaktadır.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı