Aziz Kardeşlerim!
Zaman, Allah Teala’nın bizlere verdiği önemli nimetlerden birisidir. Akıp giden zaman içerisinde bize emanet edilen ömrümüzü tamamlamaktayız. Bütün varlıkların ömrü sınırlıdır. “Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbi’nin zâtı bâki kalacak”[1] mealindeki âyette ifade edildiği gibi, Allah Teâlâ’nın zâtı dışında bütün varlıklar fânidir. O halde yaşadığımız her dakika, her saniye değerlidir. Boşa geçirilmemeli, heba edilmemelidir. Geçirmiş olduğumuz zamanı bir daha geri getirme imkanımz yoktur. Yaşadığımız her anın hesabını vereceğiz. Cenneti kazandıran da cehenneme götüren de yaşadığımız bu hayattır.
Bu sebeple Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde konunun ehemmiyetine dikkat çekilmiştir. Ayet-i kerimede “Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir”[2] buyrulmaktadır. Zamanın önemini belirtmek için Atalarımız “vakit nakittir” demişlerdir. Her şeyi zaman sayesinde kazanabiliriz. Ama geçen zamanı geri getirmeye hangi sermayenin gücü yeter?
Muhterem Müslümanlar!
Eğer insan kendisine verilen zaman sermayesini doğru kullanamamış ve dünya hayatında ahireti için kârlı bir yatırım yapamamışsa yeniden dirilişle büyük bir hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ömrünü değerlendiremediği için duyduğu pişmanlıkların hiç biri fayda vermeyecektir. Kur’an bu pişmanlıkları şöyle haber veriyor.
“O gün zalim kimse (çaresizlik içerisinde) ellerini ısıracak şöyle diyecektir: Ne olurdu ben de Peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım! Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim. Andolsun Kur’an bana gelmişken, beni ondan o saptırdı.’ Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakmaktadır.”[3]
“Kitabı sol tarafından verilen ise şöyle der: ‘Keşke kitabım bana verilmeseydi.’ ‘hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim.’ Keşke ölüm, herşeyi bitirseydi. Malım bana hiç bir yarar sağlamadı. Saltanatım da yok olup gitti.”[4] “Kitap ortaya konur. Suçluları kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. ‘Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!’ derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar.Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.”[5]
Aziz ve Muhterem kardeşlerim !
Zamanın kıymetini bilelim ve zamanımızı boşa harcamayalım. Unutmayalım ki, zaman en büyük sermayedir. Peygamberimiz (sav)’in ifadesi ile akıllı Müslüman, kendini hesaba çekip, ölüm ötesine hazırlık yapan kişidir.[6]
Hutbemi Peygamber Efendimizin bir hadisi şerifi ile bitirmek istiyorum. “İki nimet vardır ki, insanoğlu bunlarda hep aldanır. Biri sağlık diğeri de boş vakittir.”[7]
İsmail Özkara
Mimar Sinan Camii İmam Hatibi
Tuzla Müftülüğü/İstanbul