Paylaşma Mevsimi; Aşura

Kardeşlerim!
Kur’an-ı kerimde Rabbimiz iyi insanların özelliklerini anlatırken şöyle buyuruyor: “Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.”1 Hadis-i şerifte Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Ramazan ayından sonra tutulan oruçların en hayırlısı, Allah’a izafetle (Allah’ın ayı denilerek) şereflendirilen Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz ise geceleyin kılınan namazdır.” 2

Değerli Mü’minler!
Oruç ibadeti bizden önceki ümmetlerde olduğu gibi bize de emredilen önemli ibadettir. Farz olan orucu Ramazan ayı içerisinde eda ediyoruz. Ramazan dışında Efendimizin bizzat tuttuğu ve tavsiye buyurduğu faziletli oruç günleri vardır. Bu günlerden bir kısmı da Aşura orucudur. Rivayetlere göre Hz. Musa’nın bu orucu tuttuğu peygamberimize haber verilmiş Peygamberimiz (s.a.s) de Ramazan farz kılınmadan önce bu orucu tutmayı emretmiş, Ramazan orucu farz kılındıktan sonra ümmetini tutma hususunda serbest bırakmıştır.3 Fakat tek gün olarak değil muharrem ayının onuncu gününe bir veya iki gün ekleyerek günlerin sayısını artırmayı tavsiye etmiştir. Oruç ibadeti ile idrak edilen bu günler ayrıca başlangıcı Hz. Nuh’a kadar bağlanan bir aşure aşı pişirip paylaşarak değerlendirmek de geleneğimizde yerleşmiştir. Böylece hem kulluk görevimizi yerine getirir, hadis-i şeriflerin müjdelediği sevaba kavuşuruz hem de soframızı insanlarla paylaşarak birlik ve beraberliğimizi pekiştirme imkânı buluruz. Erkekler kazançlarıyla, hanımlar maharetleri ve emekleriyle hazırladıkları çok çeşitli gıdalardan oluşan yemeği ikram etme huzurunu yaşarlar. Bu, içinde ibadet ve paylaşmanın olduğu hayırlı hizmetlerin her zaman müslümanın hayatında yer bulacağı manasına gelmektedir. Toplum hayatına renk katacak, huzura katkı sağlayacak, paylaşmaya vesile olacak ve güzel duyguların oluşmasına meydan açacak etkinlikleri benimsemektir.

Değerli kardeşlerim!
Yaşadığımız dünya imtihan yeridir. Bizi mutlu eden olayların olması ne kadar mümkünse; bizleri hüzne boğan, olmasını hiç arzu etmediğimiz, elim vakaların da olması mümkündür. Mü’min, feraseti ile Kur’an ışığında ve Resulüllah’ın öncülüğünde bu üzücü olaylardan ders çıkarıp yüce dinimizin asıl hedeflerinden olan barışı, huzuru ve kardeşliği temin etmeyi başarmalıdır. Bu denli toplum bünyesini sarsan, insanın vicdanını sızlatan tahripkâr planlar tarihte her zaman olmuş; bizim hayatımızda da olacaktır. Asr-ı Saadetteki münafık oyunları, bozguncu planlar peygamberimizin önderliğinde bertaraf edilmiştir. Hz. Hamza gibi Efendimizin çok sevdiği amcasının şehadeti hiçbir zaman kine ve nefrete dönüşmedi. Her zaman açık olan merhamet kapısı bu hunharca cinayeti işleyen Vahşi’yi Hz. Vahşi yaptı, sahabe oldu, cennet ehli oldu. Peygamberimiz ve ashabı kendi asrında sevenlerinin ölümüyle böyle imtihan olurken ondan sonra ümmeti olan bizler başta sevgili torunu Hz. Hüseyin’in şehadeti olmak üzere acı olaylarla imtihan edildik ve ediliyoruz. Bunlar ders çıkarılacak ve ibret alınacak hadiselerdir. Sabır, hoşgörü ve metanetle acılardan merhamet ve kardeşlik devşirebiliriz. Böylece toplumsal tahribatı önlediğimiz gibi sinsi planları da bertaraf etmeyi başarabiliriz. Huzur ve barış içinde sağlıklı geleceğe emin adımlarla yürüyebiliriz. İçimiz yanıyorsa ağlarız fakat akıttığımız hasret ve merhamet gözyaşları olmalıdır. Kardeşliğin, huzurun, merhametin ne kadar zaruri olduğunu; kinin, nefretin, bencilliğin, dünyevileşmenin ne kadar kötü sonuçlar doğurduğunu tefekkür etmeliyiz.

Aziz Kardeşlerim!
Aşura aşındaki gıda maddeleri gibi ne kadar farklı yaratılmışsak ve farklı düşünsek de bir araya geldiğimizde hayata tat katalım. Aşımız sevgi ve merhametle yoğrulsun ve bu hayatı paylaştığımız insanlara kazancımızın ikramı olsun. İbadette birleşip sevgide bütünleşelim. Acıyı içimize, sevgiyi dışımıza verelim. Hayır ve yardımlaşmada yarışalım. Muharrem ayına hürmet ettiğimiz gibi, insanların hukukuna saygı gösterelim. Aşure orucumuz günahlarımıza kefaret, cennetin nimetlerine kavuşmamıza vesile olsun. Rabbimiz oruçlarımızı ve hayır hasenatımızı kabul etsin. Mutlu bir geleceğe huzur, barış ve kardeşlik duygularıyla yürümeyi nasip etsin.

1İnsan, 76/8
2 Müslim, Sıyâm, 202; I, 821.
3 Buharî, ‘Savm’ 69

Hazırlayan: İl İrşat Kurulu

Exit mobile version