Kıymetli Müslümanlar!
Zaman Yüce Rabbimizin insanoğluna verdiği nimetlerdendir. Yeryüzündeki birçok nimetin alternatifi vardır. Yitirilmişse telafisi mümkündür. Ama geçen zamanın, giden anın geri getirilmesi asla mümkün değildir. Her nimet gibi zamanı da mahduttur ve hesabı sorulacaktır. Bunun içindir ki Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in değişik ayetlerinde Allah Teâlâ, vaktin farklı anlarına yemin ederek söze başlamaktadır: “Zamana ,”1“geceye, gündüze,”2 “kuşluk vaktine,”3 “fecre,”4 “şafağa,”5“sabaha, yemin olsun.”6 Bütün bu yeminlerle Rabbimiz zamanın önemine dikkat çekmektedir. O halde zamanı verimli kullanmaya özen göstermek zorundayız. Zira ahiret hayatıyla ilgili her türlü kazanç bu zaman diliminde elde edilir. Cennet nimetleri veya cehennem azabı bu dünyada kazanılır. Bir başka deyişle yaşadığımız zaman dilimleri, cennete ulaştıracak kadar kıymetli, cehenneme götürecek kadar tehlikelidir.
Değerli Mü’minler!
İslam medeniyeti, zamanı verimli ve yerinde kullanmanın ürünüdür. Müslümanın günü, seherde ezan ve ibadetle başlar; yatsıda ezan ve ibadetle sona erer. Bu iki vakit arasında gerçekleştireceği faaliyetlerini, kulluk bilinci ve mü’min sorumluluğuyla gerçekleştirdiğinde gününü ibadetle geçirmiş olur. Allah’ın rızasını kazanmış olarak geceler. Zamanımızı değerlendirme konusunda Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık”7
Kıymetli Mü’minler!
Yaşadığımız anın değerini bilelim. Zira dün geçmiştir, geleceğe hâkim değiliz, bize düşen içinde bulunduğumuz vaktin kıymetini bilmek, onu dünya ve ahiret saadetine dönüştürmek; tembellik ve faydasız işlerle israf etmemektir. Her nimet gibi zamanın da sınırlı olduğunu ve hesabının sorulacağını unutmamalıyız. İnsan hayatı bir yolculuğa benzer. Bu yolculuğun sağlıklı devam etmesi ve istenen hedefe ulaşılabilmesi için, tedbirli, planlı ve dikkatli olmak gerekir. Her yolculukta olduğu gibi bu hayat yolculuğunda da tehlikeler, sapmalar, tuzaklar olabilir. Bunun için lazım olan her türlü uyarı, tavsiye ve emirler Yüce kitabımızda ve Efendimiz (s.a.s) in hayatında mevcuttur. Dünyada mutlu, ahirette mesut olabilmek için Kur’an ve sünnete göre hayatımızı tanzim etmeliyiz. Hutbemi Efendimiz (s.a.s) şu hayatî ikazı ile bitiriyorum: “Kıyamet günü, kuldan ömrünü nerede harcadığından, ilmiyle ne yaptığından, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça ayakları (Rabbinin huzurundan) ayrılmaz”8
1Asr, 103/1
2Leyl, 92/1,2
3Duha, 93/1
4Fecr, 89/1
5İnşikak, 84/16
6Tekvir, 81/18
7Nebe, 78/9-11
8Tirmizi, ‘Kıyamet’ 1
Hazırlayan: Abdussamed AYDIN
Redaksiyon: İstanbul Hutbe Komisyonu