Değerli Müminler!
Keremi bol olan Rabbimiz, Kur’an-ı Kerimde buyurduğu gibi ihtiyaçlarımız için gerekli olan her türlü nimeti yaratmış, istifade ederken de aşırı gitmekten sakınmamızı istemiştir. “İşlerin en hayırlısı, dengeli olanıdır” kaidesi gereğince, her zaman makul ve dengeli davranmamızda hayır vardır. Bu, harcamalarımız için de geçerlidir.
Allah’ın rızkından bizi nasiplendirdiği malı-mülkü, O’nun razı olacağı şekilde kullanmak, dinî ve ahlâkî bir görevimizdir. Onları faydasız yerlere, gereksiz ve ölçüsüz şekilde harcamak ise haramdır. Bu davranışımızla Allah’ın rızasını gözetmek yerine, nefsimizin rızasına tabi olup ihtiyacımızdan fazlasını kullanır, diğer canlıların rızkını da tüketmiş oluruz. Bu sorumluluk gerektiren büyük bir vebaldir. Ayrıca, ölçüsüz harcamak, fert ve toplumlar için de zararlı ve tehlikelidir.
Aziz müslümanlar!
Modern dünyanın en büyük problemlerinden biri, tüketim çılgınlığıdır. Nitekim bir çok âyet ve hadiste müslümanlar, nefislerine hâkim olmaya, harcama eğilimlerini dizginlemeye teşvik edilmekte; insanlara, ve diğer mahlukata şefkat göstermeye; elindekini, zor durumda olanlarla paylaşmaya çağrılmaktadır. Bu ayetlerden birinde Allah Teala: “Onlar seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. (Yedirdikleri kimselere şöyle derler): Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz asık suratlı çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız. Allah da onları o günün kötülğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir”1 buyurmaktadır. Bir başka ayet-i kerime de ise Peygamber (s.a.s) terbiyesinde yetişen Medineli Müslümanlar şöyle övülmektedir: “Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile, onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”2 Hz Ayşe’den rivayet edilen hadisi şerifte (özellikle gündelik harcamalarımıza bir örnek teşkil etmesi için) Şöyle buyrulur: ‘Ey Âişe! Cennette benimle olman seni mesrur edecekse sana, dünyadan bir yolcunun azığı kadarı kifâyet etmelidir..” 3
Sevgili Kardeşlerim!
Allah Teala’nın övdüğü iyi Müslüman hal ve hareketinde Allah’ın rızasını ve insanların iyiliğini gözetir. “Sonra o gün, nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz” 4 hitabını her zaman hatırında tutar. İnsan, kazancındaki ihtiyaç sahiplerinin hakkını zekat olarak verir. Sadakalarla da dünya ve ahiret hayatını temizler ve arındırır. İyi Müslüman dünyada kendisine sunulan sınırlı nimetleri bir ölçü dairesinde kullanır. Kendinden başkalarını, gelecek nesilleri ve bütün canlıları düşünür. Harcamalarını sadakaya dönüştürerek fani dünya malını ahiret azığına çevirir. Müslüman diğergamdır; kazanırken ve harcarken içinde yaşadığı toplumun durumunu da düşünür. Bunu ailesine de çocuklarına da öğretir. Harcama ahlakı; alırken dikkat, harcarken edep, kullanırken rikkat prensibiyle bir alışkanlığa dönüşebilir. Hutbemi Efendimizin (s.a.s) şu veciz ifadesi ile bitiriyorum: “Yoksula bir şey vermeniz bir sadakadır. Akrabaya yardım etmenizin ise iki sevabı vardır. Birisi sadaka sevabı, diğeri de akrabayı görüp gözetme sevabıdır.” 5
1 Dehr, 76/8-11
2 Haşr, 59/9
3 Tirmizî, Libâs 38
4 Tekasür, 102/8
5 Tirmizi, Zekat, 26
Hazırlayan: Nevin MERİÇ
Redüksiyon: İstanbul Hutbe Komisyonu